22 Haziran 2016 Çarşamba

"Daha Sade Bir Hayat" Mümkün Mü?

Daha sakin, daha mutlu ve daha özgüvenli çocuklar yetiştirmek için daha sadenin gücünden faydalanalım!.. diyor size önereceğim kitabın kapağında. Daha Sade Bir Hayat'ın yazarları Kim John Payne ve Lisa M. Ross. Kim sakin, mutlu ve özgüvenli çocuk yetiştirmek istemez ki. Bir kitap okuyup da bunu gerçekleştirebileceksek ne mutlu..

Çoğumuz hayatımızın daha sade olmasını istiyoruz ama bunu nasıl yapacağımızı bilemiyoruz. Günlük hayatımız sürekli bir koşturmaca halinde geçiyor. Özellikle de çocuklu ailelerde hareket günün çok erken saatlerinde başlıyor. (Küçük çocuğu olan bir arkadaşım, bir keresinde en büyük hayalim sabah 8e kadar uyumak demişti, o zamanlar garip gelmişti ama kızım olduktan sonra ne demek istediğini anladım) Çocuğu uyandırmak, kahvaltı yapmasını ve giyinmesini sağlamak, evden çıkarmaya çalışmak (En zoru da bu), yuvaya, okula ya da ananesine bırakıp işe koşturmak, bu arada günün hangi saati olursa olsun trafikle boğuşmak, işte yoğun ve stresli bir gün geçirdikten sonra yorgun argın eve ulaşıp enerjisi hiç azalmamış çocuğunuzu uyuyana kadar zapt etmeye çabalamak ve günün televizyon karşısında uyuklarken sona ermesi. Her gün aynı şey. Bu tempo hiç azalmıyor. Çocuğumuzla geçirdiğimiz özel zamanların sayısı ve süresi çok az. İşten eve geldiğimizde onların bir köşede sessizce oyun oynamasını ya da oturmasını hayal ediyoruz çoğumuz. Oysa çocuklar hiç durmuyor, susmuyor, ilgi istiyor ve sorunları hiç azalmıyor. İşte bu noktada kitabımız devreye giriyor ve adım adım hayatlarımızı nasıl değiştirebileceğimizi anlatıyor.

Günümüzde ailelerin çok fazlanın dört direği –çok fazla şey, çok fazla seçenek, çok fazla bilgi ve çok fazla hız- üzerine kurulduğunu düşünen Payne ve Ross, günlük hayatımızı çocukluk dönemine uygun bir hız ve yapıya göre yeniden düzenlememiz için öneriler sunuyor.

Kitabın güzel yanı çok sade bir dille yazılmış olması, neler yapacağınız adım adım anlatılıyor, uygulamalarda karşılaşacağınız zorluklar ve çözüm yollarıyla birlikte.
Daha az stresli ve çocukluğunu doya doya yaşayan bir çocuğa sahip olmak isteyen ebeveynlerin kitabı okumasını şiddetle öneriririm.

Kitaptan alıntılarla sadeleştirme ne işe yarar ve nasıl yapılır kısa kısa bakalım.
   
  • Davranış bozuklukları huzurlu bir ortamda yatıştırılabilir. Yapılan bir araştırma, DEHBli çocukların hayatları sadeleşince daha hevesli ve iletişime açık bir hale geldiklerini göstermiş. Çocuklar evde daha huzurlu bir ortam, belirli bir düzen, dikkatlerini dağıtan daha az uyarıcı ile odaklanabilme becerilerini geliştirebilir ve daha sakin olabilir. 
  • Doğada vakit geçirmenin sihirli bir gücü vardır. Her gün yeşil alan, orman ya da deniz kenarı gibi doğal bir ortamda vakit geçiren çocukların dikkat ve odaklanma becerilerinin arttığını gösteren birçok güncel araştırma var.  (İlgilenenler için birkaç İngilizce yazı: 1, 2.) 
  • Ne kadar fazla oyuncak, o kadar az yaratıcılık. Odasının ortasında duran kocaman yığındaki hiçbir oyuncak çocuğa cazip gelmez. Çocuğun bir oyuncağa gösterdiği ilgi, çok fazla oyuncağı olduğunda azalır. Sürekli oyuncak alınması çocuğa belli mesajlar verir Mutluluk satın alınabilir, Dünyanın merkezinde sen varsın, Sürekli yeni oyuncaklara sahip olmalısın vb. Oyuncakları azaldıkça, çocuğun ilgisi, odaklanması, oyuna dalabilme kapasitesi ve oyuncağa verdiği değer artar. Çocuğa aldığınız oyuncak ne kadar sadeyse o kadar ilgisini çeker ve dikkatini güçlendirir.
  • Evdeki oyuncak yığının azaltmanın basit yolu ise şu; tüm oyuncakların yarısını atın, sonra kalanın da yarısını atın. Tabi atmaktan kastedilen evden uzaklaştırmak. Sağlam oyuncakları bağışlamak, kırık ve kullanılamaz olanların geri dönüşümünü sağlamak en ideal olanı. Saklamaya değmeyenler ise, kırık, gelişime açık olmayan, çok fazla uyarıcı içeren (dönen, ışıklar saçan, ses çıkaran oyuncaklar), rahatsız edici, yıkıcı oyunlara neden olan oyuncaklar.
  • Sadeleşirken çocuğunuzun kıyafetlerini ve odasındaki eşyaları azaltmayı da unutmayın.
  • Teknolojik aletlere aşırı kullanımının çocuklara olan zararlarını hafife almayın.
  • Tüm çocuklar düzen ve ritmi sever. Ev hayatında bir ritim ve ailece gerçekleşen ritüeller oluşturursanız bu öngörülebilirlik rahatladır, sakinleştirir, güven duygusu oluşturur, bağ kurmanızı sağlar. Ritim, çocuğun yaşadığı gün içinde tutarlı ve güvenli adacıklar oluşmasını sağlar.  Gününü belli düzen ve tekrarlamalarla yaşayan çocuk daha rahat ve huzurlu olur.
  • Planlanmış aktivitelerle boğulan çocuklar yoğun stres ve baskı altında bunalır. Çok fazla planlanmış aktivite çocuğun kendini motive etme ve yönetme becerisini sınırlandırır. Dengeli bir program oluşturmak ve bol bol boş zaman bırakmak çocuğa güven verir.
  • Sıkılmak yaratıcılığın habercisidir. Yapacak hiçbir şey olmamasının yarattığı boşluk ve sessizlik çocuğa kendi iç sesini duyma fırsatı verir. Yapacak bir şey arayan çocuklar yaratıcı olurlar. Çocuğunuz her sıkıldım dediğinde onu eğlendirmek için yöntemler bulmaya çalışmak yerine, her seferindebirazdan yapacak bir şey bulursundemeyi deneyin. Bir çocuğun yaşı ne kadar küçükse, boş zamana olan ihtiyacı da o kadar fazladır.
  • Çocuğun yaşıtları ile serbest, amaçsız ve plansız oyunlar oynamasının önemini kavrayın. Serbest oyun çocuğa içsel esneklik kazandırır; yaratıcılığını, iletişim ve sorun çözme becerilerini geliştirir.
  •  Çocuklarınızla geçirdiğiniz özel zamanların artması için çabalayın.

    Not:   Kitabı okuduktan sonra evimizi sadeleştirme çalışmalarına hemen başladım. Önce kendi gardrobumu temizledim, Kıyafetlerimi azaltarak "kapsül gardrop" hayalime biraz daha yaklaştım, Sonra kızımın giysilerinden küçülenleri başka bir bıdığa vermek üzere ayırdım, giyilemeyecek durumda olanları attım. Esas macera oyuncakları azaltmaya çalışırken yaşandı. Hiçbir oyuncağa kıyamadığımı fark edip kendimi bayağı zorladım. Kırık ve parçası eksik, üstüne basılması hiç de hoş sonuçlanmayan minik minik milyonlarca oyuncağı atıp, kalanları da dolaplara tıkıştırdım. Şu anda salonda belli sayıda oyuncak bulunduruyorum. Kızım arada sırada dolabına gidip "Hangi oyuncağı alsamm, hımmmm" diye düşünüp bir tane seçiyor ama genelde ortada duran oyuncaklarla oynuyor. Bu sayede evimiz biraz ferahladı. Düzen ve ritim oluşturma konusunda çalışmalarım devam ediyor.

    Mine Kilitci, 2016.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder